Sokak fotoğrafçılığı, daha çok günlük hayatın belgelenmesi şeklinde tanımlanıyor. Yani gündelik, sıradan olaylar arasında ilginçlerini yakalamak ve bunu diğer insanlara aktarmak. Ne kadar farklı olayların peşine düşsek de aslında yakaladığımız şeyler kozmik ölçüde gayet sıradan anlar oluyor. Yani yaşanan ve fotoğraflanan her an gerçek ve gayet olası olaylar. Fakat fotoğrafın bir diğer yüzü de, gerçeği çarpıtabilme yeteneği. Farklı perspektif kullanımı, pozlama ayarı gibi hileler kullanılarak gündelik hayattaki sıradan anlar gerçek ötesi görünebiliyor gözümüze. Gerçek ötesi mi? Nasıl oluyor peki bu gerçek ötesi sokak fotoğrafçılığında?

Misal Trent Parke‘ın bu fotoğrafında, fotoğrafçı düşük enstantane hızlarını deneyimlerken böyle bir sonuç elde etmiş. Karanlık alana göre pozlanmış bu karede, karanlık ve aydınlık bölümler arasındaki poz farkı o kadar fazla ki, aydınlıktaki insan aşırı pozlanmış ve sonucunda ampul gibi parlamış, bu da o kişinin cennetten düşmüş ya da radyoaktifmiş gibi algılanmasına neden olmuş.

Tavepong Pratoomwong ise perspektifi kullanarak fotoğrafını gerçekliğin dışına sürüklemiş. Örtünün ucu fotoğrafçının tercih ettiği açı sayesinde çocuğun bacağının gölgesini yok etmiş, bu da çocuklar havada süzülüyor hissiyatı yaratmış.

Kristin Van Den Eede bu karede yansımanın etkisini kullanmış. Kadraj tercihi sayesinde bakan gözleri şaşırtmayı başarıyor.

Bazen doğru zamanda dekanşöre basmak da insan algısıyla oynayabilecek anlar yakalamamızı sağlayabilir. Maciej Dakowicz‘in bu fotoğrafında olduğu gibi, zamanlama tercihi adamın bir büyü etkisinde uçuyormuş hissiyatı oluşmasında neden oluyor.

Sokak fotoğrafçılığında sıkça kullanılan tekniklerden bir tanesi de juxtaposition yani çakışma. New York’lu sokak fotoğrafçısı Jonathan Higbee‘nin de sıkça kullanıyor. Bu fotoğrafta da Jonathan Higbee, bu tekniği kullanarak normal insanların dünyasında bir devi fotoğraflamış adeta. Arka plandaki eski New York görselinin önüne ilginç bir karakter oturtan Higbee, izleyicinin algısıyla oynamayı başarmış.

Gene Trent Parke’ın çektiği bu kare de düşük enstantane hızı adeta korku filmi etkisi yaratmış. Bütün bu kareler, aslında hayatın içindeki detayların ne kadar gerçeküstü olabileceğini ve farklı bir perspektiften bakabilirsek, bu anların bizim de keyfini sürebileceğini gösteriyor. Sokak fotoğrafçılığı hakkında daha fazla bilgi almak için Sokak Fotoğrafçılığı Nedir? adlı yazımı okuyabilirsiniz.