Sokak Muhabbetleri: Ayla Güvenç İmir

Bu ay kompleks ve şaşırtıcı kareler çeken ve benim de beğenerek takip ettiğim Ayla Güvenç İmir ile fotoğrafa dair konuştuk.

Biraz kendinden bahseder misin?

Merhaba ben Ayla Güvenç İmir. Bremerhaven doğumluyum, Eskişehirliyim. Gazi Ünv. Gazetecilik bölümü mezunuyum. Basın sektöründe çalıştıktan sonra eğitmenlik kısmına geçtim. Şu an Ankara’da Gazetecililik öğretmenliği yapıyorum.

Fotoğrafla dair ilk anın ne?

Öğrencilerimle beraber yaklaşık 40 kişilik bir ekip kurmuştuk ve İğne Deliği fotoğraf çekimleri yaptık, aslında başlangıçta karanlık kutu yapmayı düşünmüştük fakat süreç bizi görüntü çekmeye kadar götürdü.. Türkiye’de lise düzeyinde ilk Pinhole çekimlerini yaptık ve canlı yayınlarda sergimizi paylaştık. Üretimin her aşamasına şahit olduk, ilk kaydettiğimiz görüntüyü gördüğümüzde hepimiz sevinçten havalara zıpladık, mutluluğumuzu tarifleyemem..

Fotoğrafa nasıl başladın?

Her zaman ilgimi çeken bir alandı. Sevgili dayım analog makinesiyle aile fotoğraflarımızı çeker sonra onları basardı. Kişisel sergiler açardı, çok büyülenirdim… Öyle bir atmosferde büyüdüm yani. Yine de fotoğraf çekmeye çok erken yaşlarda başlayamadım maalesef. Yaklaşık 5 senedir dijital makine edinerek gerçek anlamda fotoğraf çekmeye başladım.

Seni sokak fotoğrafçılığına ne yönlendirdi ve sokak fotoğrafçılığında nasıl bir yaklaşımın var?

Her tür fotoğrafın altyapısının aslında sokaklar olduğunu keşfettim. Sokaklardaki sürprizleri, köşeyi döndüğünüzde ortaya çıkabilecekleri, heyecanı ve sokaklardaki dinamizmi seviyorum. Ankara yaşadığım şehir. Günler bu şehirde genelde rutin ve sıradan. Yıllar önce bir film izlemiştim; filmin adı “The Usual Suspects” idi. Filmde olağan karakterlerin nasıl olağandışı olabileceğini gördüm ve filmin karakterlerinin görüntüleri çok etkileyiciydi. Hem sıradan hem sıradışıydı. Bu film gibi, olağan portrelerin arkasında sıradışı portreler ve sahneler arıyorum. Ayrıca kompozisyondaki birden çok hareketi, mini öyküleri, aksiyonları çok seviyorum..

Fotoğrafa yeni başlayan haline ne gibi tavsiyeler verirdin?

Daha çok okumasını salık verirdim. Sanat filmlerini daha sıkı takip etmesini söylerdim..

İlham “aldığın fotoğrafçılar kimler?

Josef Koudelka’yı çok beğeniyorum, kullandığı metaforlar beni etkiliyor ve soru sorduran fotoğrafları var. Gizem, yaşamın her alanında olduğu gibi, fotoğrafta da etkiliyor insanı. Soru sorduruyor, açık uçlu oluyor, yorumlanabiliyor. Pinkhassov’un olağan halleri gerçeküstü yorumlayışına hayranım. Mark Kohen’in yıllardır küçük bir şehirde yaşamasına rağmen, üretkenliğine ve kendini tekrar etmemesine şaşırarak hayranlık duyuyorum. Harry Gruyaert’in renkleri müthiş… Alex Webb’in karelerindeki öyküler harika. Francesca Woodman ve Cindy Sherman’ın otoportreleri mutlaka görülmeli. Cindy Sherman “İsimsiz Film Kareleri” projesiyle1950’lerde aslında hiç çekilmemiş filmlerin kadın stereotiplerini kendisi canlandırmıştı. Bu kareler erkeklerin kadınları nasıl gördüğüdür, yani sanatçının kendisi de sanata konu olabiliyor. Trent Parke’ın “Sonsuza dek ışığı kovalayacağım” sözü, fotoğraflarının özeti gibi, müthiş… Daido Moriyama’nın ve Jacob Au Sobol’un cesur kareleri beni büyülüyor.

Seni en çok etkileyen 5 fotoğraf kitabı hangileri?

Görme Biçimleri, John Berger
Bir Fotoğrafı Anlamak, John Berger
Fotoğraf Üzerine, Susan Sontag
Mühürlenmiş Zaman, Tarkovski
Anlatmanın Başka Biçimi, John Berger

Fotoğraf çekmeyi sevdiğin yerler

Konsantrasyonumu sağlayabildiğim her yeri seviyorum

Zamanla fotoğrafa yaklaşımın ve tarzın nasıl değişti?

Sokak fotoğrafçılığını keşfettikçe ne yapmak istediğimi de keşfetmeye başladım. Farklı hikayeleri tek bir çerçevede birleştirmek, kendimi çerçevelere dahil etmek . Bu beni çok etkileyen bir durum.

Hikayesini sevdiğin bir fotoğrafın var mı ve bizimle hikayesini paylaşır mısın?

Bütün gün dolaştıktan sonra beni mutlu eden bir kare çekememiştim. Günün sonunda metrodan indim, merdivenlerden çıktığım anda gerçeküstü gibi bir kare duruyordu karşımda, “işte bu!” dedim ☺

Kullandığın ekipman ne ve sence ekipman ne kadar önemli?

Nikon kullandım sonrasında da Fuji’yi tercih ettim. Sokak için hızlı olması aynı zamanda makinenin dikkat çekici olmaması benim için yeterli..

Renkli mi siyah beyaz mı?  

Siyah-beyaz, yüksek kontrastlı, rahatsız edici kareler beni çok etkiliyor. Şu an çoğunlukla renkli kareler çekiyorum.

Fotoğraf çekerken müzik mi yoksa sokağın sesini mi dinlemeyi tercih edersin

Sokağın sesini seviyorum.

Bir sahne üzerinde mi çalışmayı yoksa yürürken karşına çıkan anları mı fotoğraflamayı tercih edersin?

Bazen bir yerde beklerim. Uzun zaman beklediğim olur, bazen de gezerken yakaladığım sürpriz kareler oluyor tabi☺

Fotoğraf çekmeye tek başına mı çıkmayı tercih ediyorsun yoksa diğer fotoğrafçılarla mı?

Tek başına daha verimli oluyor, ama arkadaşlarla belirli periyotlarda buluşup hem dinleniyoruz, hem de fotoğraf kritiği yapıyoruz. Bu da çok motive edici oluyor.

Tek bir lens seçme şansın var hangi odak uzunluğunu seçersin? 

23 mm’yi tercih ediyorum..

Gelecekteki planlarından biraz bahseder misin

Projelerimi geliştirebilmek, gerçekleştirebilmek isterim. Bir kitap ve sergi hayalim de var.

Son olarak okuyucuların sana ve fotoğraflarına nerelerden ulaşabileceğini belirtir misin?

İnstagram
Portfolyo

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s