Sokak fotoğrafçılığı sınırları çok belirlenmiş bir janra değil. Sokak Fotoğrafçılığı Nedir? adlı yazımda, az çok kafamdaki tanımı aktarmaya çalışmıştım. Ama bu tanım, herkes için aynı değil. Hatta sokak fotoğrafçısı diye kabul ettiğim bir kısım fotoğrafçı, sokak fotoğrafçılığı kavramını ya çok yetersiz buluyor ya da en başından reddediyor. Ben ise kabul ettiğim tanım üzerinden bu fotoğrafçıları sokak fotoğrafçısı olarak tanımlıyorum.
Mesela Joel Meyerowitz, Matt Stuart gibi isimlerin sokak fotoğrafçılığı ile ilgili düşünceleri benimkine çok yakın. Fotoğraf yolculuğumun başlarda karşıma çıkan bu iki isimin hikayelerinden ve fotoğraflarından çok etkilenmiştim. Örneğin Joel Meyerowitz’in fotoğrafta estetik algısının değişiminde rolü çok büyüktür. Siyah beyaz filmin sanat ve belgesel fotoğrafçılığına hükmettiği dönemlerde, bir grup insan “Biz renkli görüyoruz, neden renkli çekmiyoruz?” diyerek, o dönem sadece turistlerce kullanılan renkli filme yöneliyorlar. Meyerowitz’de bunlardan bir tanesi. onun fotoğraflarında sokağın ruhunun ne kadar güzel aktarıldığını görebilirsiniz. Öyle bir sahne çekiyor ki, aynı sahnenin içerisinde birden fazla an, o döneme ya da o bölgeye olan yaşam hakkında bir çok bilgi barındırıyor.
Zira Matt Stuart da hayatının büyük bölümünde sokak fotoğrafları çekmiş. Mizah dolu bir yaklaşımı var. İngiliz mizahını gerçekten güzel temsil ediyor. Keza onun fotoğrafları da, işin daha mizah yönünden ele almış olsa da, şehrin ruhunu çok güzel aktarıyor. Zaten Londra da o kadar manyak bir şehir. Kısacası bu mizah ve yaklaşım, bence Londra hayatını güzel bir şekilde aktarmasında önemli bir unsur oluyor.
Diğer yandan Bruce Davidson, Charalampos Kydonakis gibi fotoğrafçılar, bu kavramı reddediyorlar. Ya tanım olarak sokak fotoğrafçılığını yetersiz buluyorlar ya da kendi fotorğaflarını bu kategori altında sınıflandırmıyorlar. Faka düşününce, Charalampos en çok bilinen sokak fotoğrafçılığı kolektifi in-public üyesi. “Ben sokak fotoğrafçısı değilim ama kendisini sokak fotoğrafı kolektifi olarak tanımlayan bir topluluğun içerisindeyim ve sayısız uluslararası sokak fotoğrafçılığı festivalinden ödüller kazandım” bu düşünce kendisiyle bir tezat oluşturuyor. Tabii ki kimseyi kendi yaptığı tanımlardan ya da seçimlerden dolayı suçlamıyorum, burada bunları belirtmemdeki sebep, aslında sokak fotoğrafçılığının sınırlarının ne kadar belirsiz ve kişiden kişiye değişiyor olduğu. Bu da ortada bir kavram karmaşası yaşatıyor.
Ülkemizi düşünelim, birisine “Ben sokak fotoğrafçısıyım” dediğinizde, karşınızdaki sizi muhtemelen Balat’ta sümüklü çocuk çekiyorsunuz zannedecektir. Çünkü uzuca bir süre bu ülkede sokak fotoğrafçılığı, sümüklü çocuk ile özdeştirildi. Yurt dışındaki örneklerle ülkemizdeki sokak fotoğrafçılığının öncülerini kıyasladığımızda teknik olarak geride kaldığımız söyleyebilirim. En azından bir kaç sene öncesine kadar. Şimdilerde bu uluslararası sokak yarışmalarında yavaş yavaş Türk isimlerini de görmeye başladık. Engin Güneysu, Hakan Şimşek gibi isimler bu yarışmalardan derece ya da birincilikle çıkmayı başardılar.
Sokak Hikayeleri’ni de işte tam bu sebepten ötürü bir sene önce başlattım. Türkiye’de ki kaynak eksikliği ve insanların sokak fotoğrafçılığı ile ilgili bilgilere ulaşamaması. Benim için ise zorlayıcı ama bir o kadar da keyifli bir süreç halini aldı. Sanki iki işte çalışıyormuşum gibi, tek farkı birinden para kazanamamam. Diğer yandan da tanıştığım ve muhabbet ettiğim ve hatta hayatına dokunduğum insanlar.
Önümdeki süreçte, Sokak Hikayeleri’nde yapmayı planladığım şeyler arasında bir sokak fotoğrafçılığı indeksi oluşturmak, her seviyeden fotoğrafçı için eğitim video ve yazıları oluşturmak ve de sokak fotoğrafçılığı ile ilgili ve her ay farklı fotoğrafçıları davet ettiğim bir sokak fotoğrafçılığı podcast’i başlatmak. Tabii ki de bunların hepsini yapabilmek zaman, enerji ve para gerektiriyor, o nedenle yavaş yavaş bütün bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışacağım. Bu süreçte yardım etmek isteyen herkes benimle ieltişime geçebilir.
Öneri ve katkıda bulunmak için benimle buradan iletişime geçebilirsiniz.
sokaklar bizi bekler… çok güzel yazmışsınız. sümüklü çocuklardan ibaret değil fotoğrafçılık.
BeğenLiked by 1 kişi
Tesekkur ederim
BeğenLiked by 1 kişi
Emeğinize sağlık 🙏🏻
BeğenBeğen